bugün
- nervio10
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek46
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay8
- iğrenç bir his tarif et29
- icardi190510
- düşün ki o bunu okuyor17
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz16
- sözlük kızlarının saç rengi18
- anın görüntüsü9
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız8
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi12
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi23
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam17
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- emar11
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
entry'ler (244)
owen davis'in bir oyunu. 1938 yılında william wyler tarafından sinemaya uyarlanmıştır.
izmir yeşilyurt'ta bulunan bir hastane. ilk kez itü sözlük'te yayımlanan ilginç bir mağduriyet yazısı için:
http://www.hainkedi.com/haberbak.php?id=3318
bu arada bu yazı geçen ayın en beğenilen girisi seçilmiş itü sözlük'te. fakat ilgili kurumun şikayeti dikkate alınarak silinmiş.
http://www.hainkedi.com/haberbak.php?id=3318
bu arada bu yazı geçen ayın en beğenilen girisi seçilmiş itü sözlük'te. fakat ilgili kurumun şikayeti dikkate alınarak silinmiş.
sözleri adrian smith'e ait olan bu şahaser smith'in ilk epik denemesidir. aşağıdaki dizelerde de görülüyor ki kendisi bu işin hakkını vermiştir.
"swear i heard the angels cry
pray to god no more may die
so that people know the truth
tell the tale of paschendale"
"swear i heard the angels cry
pray to god no more may die
so that people know the truth
tell the tale of paschendale"
rebetiko'nun en güzel eserlerinden biridir kuşkusuz. sözleri itibariyle biraz uçuk kaçık görünse de melodisi insanı alır götürür. rosa eskenazi'nin sesinden dinlemek için:
http://www.youtube.com/watch?v=s91MBFwc4Bs
http://www.youtube.com/watch?v=s91MBFwc4Bs
(bkz: gıcık)
önce cemaate yakın olmalıdır. sonrasındaysa galatasaray kökenli olmasına dikkat edilmelidir. yabancı bir teknik direktör mü? asla? neden mi? nedeni açık. yabancı teknik direktör beraberinde tarafsızlığı getirecektir. o zaman taraftarlar her türlü ard niyeti bir tarafa bırakacak ve bölünme sona erecektir. olmayacak iştir.
altınoluk'taki evinde hapis yatmaktaymış. devlete olan borçları yüzünden üç evine ve bir yazlığına haciz gelmiş. son olarak da maliye, emekli maaşına haciz koymuş. geçim sıkıntısı çekmekteymiş. strangerthanparadise çok üzülmüş bu duruma. yataklara düşmüş.
http://w9.gazetevatan.com...84209_1&Newsid=184209
ilahı adalet'e inanmaya başlıycam diye korkuyorum. tesadüftür canım tesadüf.
http://w9.gazetevatan.com...84209_1&Newsid=184209
ilahı adalet'e inanmaya başlıycam diye korkuyorum. tesadüftür canım tesadüf.
-----spoiler/s04e05-----
senaristlerin fareye koydukları "heloise" ismi sevdiği kadının babası tarafından istenmeyen desmond'ın hikayesi için hoş bir sürpriz. zira "abelard" heloise'ye aşıktı fakat onun amcası tarafından istenmemiş ve hadım edilmişti. o da bir manastıra kapanıp 20 yıl boyunca aşkıyla mektuplaştı. (bkz: abelard ve heloise)
kapıyı açan şahıs sanırım ben'in casusuydu. fakat niye açsın ki? ben'den talimat almış olması gerçeğe aykırı olur. akla yatkın tek bir sebep var. o şahıs sayid'i ve desmond'ı yakından tanıyor. kapıyı michael açmış olabilir mi acaba?
-----spoiler/s04e05-----
senaristlerin fareye koydukları "heloise" ismi sevdiği kadının babası tarafından istenmeyen desmond'ın hikayesi için hoş bir sürpriz. zira "abelard" heloise'ye aşıktı fakat onun amcası tarafından istenmemiş ve hadım edilmişti. o da bir manastıra kapanıp 20 yıl boyunca aşkıyla mektuplaştı. (bkz: abelard ve heloise)
kapıyı açan şahıs sanırım ben'in casusuydu. fakat niye açsın ki? ben'den talimat almış olması gerçeğe aykırı olur. akla yatkın tek bir sebep var. o şahıs sayid'i ve desmond'ı yakından tanıyor. kapıyı michael açmış olabilir mi acaba?
-----spoiler/s04e05-----
bu geceki bölümüyle bazı ailelerin hayatını değiştirebilecek dizi. şöyle ki; kerem ab grubu kana sahip bir annenin 0 grubu kandan bir çocuğa sahip olamayacağını öğrenir. finalde annesine sorar: benim annem kim? demem o ki bu tıbbi bir gerçek ise annesinin kan grubunun ab olduğunu bilen 0 kan gruplu evlatlar bu bölümü seyrettikten sonra acı gerçeği öğrenecekler. mizahi oldu bu ama aslında çok dramatik. tanrı yardımcıları olsun...
çoğu zaman farkedilmeme dürtüsüyle hareket eder bu insan*.kafayı tam çevirmez ya da başka birşeye bakıyorum ayağına yatar.
(bkz: moonlight sonata)
bu akşamki bölümüyle ciddiyetsizliği konusunda şüphem kalmayan yarışma programı.Şöyle ki:
final sorusunda "ayışığı senfonisi"nin bestecisi soruluyor. ki bir dumur olma durumu yaşamaktayım. ama hemen anlıyorum aslında ayışığı sonatı'nın sorulduğunu. neyse ahmet çakar aslı astarı olduğundan şüphe duyduğum populer bir öykü anlatıyor. o sırada fonda da eserden bir bölüm dinletiliyor bizlere. ama araya patetik sonatın ikinci bölümü kaynıyor. sonra tekrar ayışığına dönüyoruz. sonunda neyi sorduklarından, çaldıklarından bi haber insanlar tarafından ciddiyetsizce hazırlanan bir program olduğu hükmünü veriyorum ben de. ayıptır ve yazıklar olsundur.
final sorusunda "ayışığı senfonisi"nin bestecisi soruluyor. ki bir dumur olma durumu yaşamaktayım. ama hemen anlıyorum aslında ayışığı sonatı'nın sorulduğunu. neyse ahmet çakar aslı astarı olduğundan şüphe duyduğum populer bir öykü anlatıyor. o sırada fonda da eserden bir bölüm dinletiliyor bizlere. ama araya patetik sonatın ikinci bölümü kaynıyor. sonra tekrar ayışığına dönüyoruz. sonunda neyi sorduklarından, çaldıklarından bi haber insanlar tarafından ciddiyetsizce hazırlanan bir program olduğu hükmünü veriyorum ben de. ayıptır ve yazıklar olsundur.
"vıcık vıcık oldu, tıkandı artık" derken bugünkü bölümüyle ince bir manevra yaparak önümüzdeki magazin gündeminde yine başa güreşmeye aday olmuş dizi. şimdi soru şu: umut bebek öz babasında mı kalmalı yoksa, onu herşeyi göze alıp sahiplenen üvey babasında mı? hepimize kolay gelsin...
rte'nin üç kuruşluk tazminat cezasına çarptırılmasıyla ilgili yaptığı yorum.
http://www.milliyet.com.t...onsiy04.asp?prm=0,5193859
sözlerinin arasında "ben türkiye cumhuriyeti başbakanıyım" deyişi çok manidar. hazmedememiş hala hazmedememiş. "neymiş, birine ben sayın demişim" cümlesi de yeme yanında yat cinsinden.
http://www.milliyet.com.t...onsiy04.asp?prm=0,5193859
sözlerinin arasında "ben türkiye cumhuriyeti başbakanıyım" deyişi çok manidar. hazmedememiş hala hazmedememiş. "neymiş, birine ben sayın demişim" cümlesi de yeme yanında yat cinsinden.
bu platformda, elçisi olduğu yüce varlığın neredeyse iki katı entry'e sahip olmasıyla dikkat çeken peygamber.
şu dizelerin sahibi ünlü şair:
kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat,
kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim,
bir eğik baş bir boyundurktan ağırdır boynuma;
fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.
kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat,
kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim,
bir eğik baş bir boyundurktan ağırdır boynuma;
fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.
"allah var diyelim göte gelecek olan sensin. eğer yoksa bize bir halt olmayacak. ne diye kıçını yırtıyorsun" sözlerini inanan birine söyletmesiyle takdir edilesi eylem. işte mantık bu: "varsa hepimize, yoksa sikimize". demek ki kayıtsız şartsız bir inanma durumu yok bu zihniyette. inanmayı yanılma payı bırakarak tercih etmektir bu. en az bilinç altından ya varsa vurgunuyla ürkerek ateist olmak kadar çirkindir ve komiktir. onlarca kabul içinden birini seçersin ve özgüvenle ölümü beklersin. bunu yapamıyorsan bıdı bıdı etmenin de bir alemi yoktur.
mantıksızlığı aşikar olan durum. tabii ya. bir yanda geçmişte de kalsa kendi alanında zirveye oturmuş bir spor adamı. diğer tarafta cehaletiyle, beceriksizliğiyle nam salmış; dışişleri bakanıyken kaddafi karşısında ezim ezim ezilmesiyle, cumhurbaşkanıyken bir kral bozuntusunun ayağına gitmesiyle türk dış siyasetinin en aşağılayıcı olaylarını sahnelemiş şahsiyet. 8000 ytl vermek yerine bu adamın parasını alacaksın. ama sattığı onurumuzu hangi para karşılar onu da merak ediyorum doğrusu.
bu haliyle önce çankaya köşkü'ne kilit vurulursa gerçekleşmesi için çaba sarfedeceğim kampanya.